8 Ocak 2015 Perşembe

Hangisi gerçek İslam.

El Kaide gerçek İslam değil, Müslüman Kardeşler, IŞİD'de gerçek İslam değil. Çünkü bunların tümü Kuran'ı orijinal dilinden okuyor ona göre davranıyorlar. Arap ülkelerinde kadınlar recmediliyor... Yoo onlar da Müslüman değil, çünkü onlar da kitaplarını orijinalinden okuyor, ülkelerini şeriatla yönetiyor ve her şeyi İslam için yaptıklarını iddia ediyorlar. Tabii bu terör örgütlerinin bir kısmı da diğer Müslümanları gerçek Müslüman değiller diye kesiyorlar. Buradan çıkan sonuç her Müslüman fraksiyonu için diğer fraksiyonlar da gerçek Müslüman sayılmıyor, katli caizdir sınıfına giriyor. Dün Mısır cumhurbaşkanı Sisi kelam etmiş; "Nasıl yani biz 1,6 milyar Müslüman kalan 7 milyar gayrimüslimi kesecek miyiz?" Bu İslami deliliğe bir son vermenin zamanı gelmedi mi? 7 milyar insanı 1,6 milyar Müslüman kesemez, hatta eğer bunu denerlerse bu Müslümanlığın sonunu getirir.

Peki nedir yurdum hutbe-i tefsir Müslümanına göre gerçek İslam; günah işleme özgürlüğü olan, yolsuzluğun hırsızlık sayılmadığı (haram olmadığı), hatta el konulan yolsuzluk paralarının "faiziyle" (faiz de haram değil) geri ödendiği, makara kukaranın (Kuran'la dalga geçenlerin hatta savunulabildiği) hoş görülebileceği ama Noel Babanın bıçaklanması gerektiği, millete tasarruf telkini yapanların milyonluk araçlar aldığı, akrabalara torpil yapılmasının caiz olduğu, başında mümkünse halife olarak dini, devleti, her şeyi yöneten bir rte'nin olduğu. Her türlü demokratik hak ve özgürlüğü kısıtlayan, demokrasi yanlılarının kafalarının rahatça, ceza almadan gaz fişekleri ya da sopalarla ezilebileceği, yine demokrasi arayan halka ve yine ceza almadan satır, tüfek gibi silahlarla saldırılabilen, çocuk yaştaki kızlarla dedeleri yaşındaki adamların evlendirildiği, hamilelerin sokağa çıkmasının ayıp olduğu, kadınları eve kapattıran, kadın erkek eşitliğine tamamen karşı, kadınları iş dünyasından çıkaran, eğitim seviyesi dünyanın en diplerinde olan bir ülkede seviyeyi arttırmaya çalışmak yerine, kızlı erkekli muhabbetlerinin döndüğü, kitap, peygamber derslerinin arttırıldığı, bu derslerin ana okuluna bile girdiği, çıkar uğruna serbestçe iftira atılabilen, ölen işçilerin ihmalden değil de takdiri ilahiden öldüğüne inanılan, alkol almanın bütün bu saydıklarım günah sayılmadığı halde en büyük günah olduğunu telkin eden bir öğreti. Diğer bir deyimle, hutbe-i tefsir Müslümanlarına göre hoşgörü dini.

Hutbe-i tefsir Müslümanlarına sorduğunuzda IŞİD, El Kaide, Müslüman Kardeşler hep batı emperyalizminin örgütleri, Yahudi kökenliler. Sınırımızdan cebren ve hile ile geçirilerek IŞİD'in eline verilmiş binlerce TIR dolusu silah ve mühimmat varken biz de mi batı emperyalizminin bir örgütü oluyoruz. Biz derken bu dış politikayı destekleyen %50 de mi batı emperyalizminin bir örgütü... Tamam işgal altındaki yerli medyaya göre Türkiye bu terör örgütlerine yardım etmedi ama Avrupa, ABD ve özellikle de bizim silahlarımızla başı belada olan devletler de uyumuyorlar. Silahların menşeyi belli, bütün dünya nereden geldiklerini biliyor bir tek gerçek Müslüman %50 aksini iddia ediyor.

İki hafta önce Akdeniz'de Libya'daki Müslüman Kardeşler'e Türk silahlarını taşıyan bir gemi yakalandı. Tabii ki herhangi bir yerli basın organından bu haberi duyamadık. Tamam bizim medyanın ve bizlerin bunu yazması yasak, susuyoruz da Libya hükumeti bunu görmüyor mu?.. Hükumet hava sahamıza giren Türk uçaklarını vuracağız diye açıklama yaptığında anında aman efendim uluslararası hukuk deniyor. Uluslararası hukuk öncelikle savaş halindeki bir ülkeye silah yardımı, satışı, hibesi yapılamayacağını söyler. Şimdi diyeceksiniz "Bunu ABD'de, Rusya'da yapıyor" doğrudur, yapıyorlardır ama ardından uluslararası hukuk kurallarına sığınmaya çalışmıyorlar. Sığınamazlar da zaten, Rusya sinsice oturur bekler ABD'de herhangi bir konflikt çıktığında sıcak çatışmaya girer. Biz bu iki devlet kadar büyük değiliz, ne ekonomimiz ne de askeri gücümüz bunlarla kıyaslanamaz. Sadece başımızda megaloman bir yönetici var diye bölgede büyük emperyalist devleti oynamamız ülkemiz için çok tehlikeli bir durum. Kaldı ki bölgeden elde edebileceğimiz hiçbir şey yokken bunu yapmamız tamamen düşüncesizce bir davranıştır.

Bizim sınırlarımız petrolün bittiği yerden çizilmiştir ve bunun da nedeni vardır. Ülkemiz zaten stratejik konumuyla bol bol prim yapabilecek bir ülkedir. Tabii strateji akıllı yöneticiler ister, öyle yok kampüsü külliye yapalım, yok Osmanlıca zorunlu ders olsun gibi kıt zekayla üretilmiş gündem yapmaya benzemez. Başımızdaki gerçek Müslümanlar ülkeyi başta oldukları 13 yıl içinde ekonomik olarak batırmıştır, bakınız ülkemizin son 13 yılda %400 artan dış borcuna. Doğrudur bazı kesimler ülkemizde 13 yıl önce olmayan lüks arabalarda gezebilmektedirler, saraylarda, köşklerde yaşayabilmektedirler ama buna karşılık fakirlik de bir o kadar artmıştır.

Zamanla öğrendik ki bir Müslüman eğer şeriat yönetimiyle yaşamıyorsa kendini günah işlemiş hissediyor. Eline fırsat geçer geçmez tek bir amacı var o da şeriat kurmak. Demokrasi Müslüman için günah bir yönetim şekli. Ne o öyle kadınlar bile gidip oy veriyor... "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" yazıyor mecliste!..

Gelelim gerçek Müslümana; dünyada Müslümanların yaptığı tüm kötülüklere gayri Müslim mihrakların komplosu olarak bakan kişi olarak görünüyor. Tabii ki dünyada bir çok kötü şey oluyor, ABD'de, Rusya'da, İsrail'de, Çin'de dünyanın çeşitli bölgelerinde milletlerinin çıkarı için kötülükler yapıyor. Yalnız Müslümanlar savaşçı değil, barışçı hiç değiller. Gerçek Müslümanların da günün birinde dünyaya ve yaptıklarına bakarken dogmatik bir şekilde suçu diğerlerine atmak yerine kendilerine de dışarıdan, insani yönden bir bakış atabilmelerini diliyorum. Kimse ilgisi olmayan bir dine zarar vermek için kendi insanlarını öldürmez. Bu tamamen suçlu psikolojisiyle atılmış bir iftiradır... Arkadaşlar iğneyi kendinize batırdıktan sonra çuvaldız el atın. Bu da 2015'den dileğim olsun, henüz hakkımı kullanmamıştım.

7 Ocak 2015 Çarşamba

Yargu, kurgan, balbal, kımız, yuğ, yurt, urug, oguş, boy, bodun, goktanri inanci, atalarkultu inanci, tore nedir?

Yargu: kurgan: hisar, kale

balbal:Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş. 

kımız: at sütünden yapılan bir çeşit alkollü içki. 

yuğ: Türk ve Altay halk kültüründe ve inancında Cenaze Töreni. Yoğ veya Yığ olarak da söylenir. Cenaze töreni, cenaze yemeği gibi anlamları vardır. Yuğ, zaman zaman Ağıt ile eşanlamlı kullanılsa da daha geniş kapsamlıdır, sadece okunan ezgiyi değil, yapılan töreni de ifade eder. 

yurt: çadır, oba, ev.

urug:aileler birliği

oguş: aile

boy:Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan. 

bodun: boylar birliği

göktanrı inanci: Şamanizm

atalarkultu inancı: özellikle ilkel dinlere görülen ata ve ecdat ruhlarına tapınma. 

töre: türemek, yaratılmak, düzenlenmek, şekil almak. 

6 Ocak 2015 Salı

Felsefe Dersi

Felsefe hocası önünde bir çok malzemeyle dersini anlatmaya başlar. Önce bir saksıyı golf toplarıyla doldurur ve öğrencilerine saksının dolu olup olmadığını sorar.

Öğrenciler dolu olduğunu söylerler.

Ardından hoca saksıya mucur döker ve saksıyı sallar. Mucur, topların arasındaki boşlukları doldurur. Öğrencilerine tekrardan saksının dolu olup olmadığını sorar.

Öğrenciler tekrardan saksının dolu olduğunu söylerler.

Hoca bu sefer bir torba ince kum çıkartır ve tamamını saksıya boşaltır. Yine saksıyı bir miktar sallar. İnce kum, topların ve mucurun arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrencilerine tekrardan saksının dolu olup olmadığını sorar.

Öğrenciler tekrardan saksının dolu olduğunu söylerler.

Bunun üzerine hoca cebinden iki kutu bira çıkartır ve saksıya boşaltır, öğrenciler gülmeye başlarlar. Öğrencilerin gülmeleri dinmeye başladığında anlatmaya başlar: "Şimdi bu saksının hayatınızı temsil ettiğini düşünün. Golf topları hayatınızın en önemli ögeleri, aileniz, çocuklarınız, tutkuyla bağlı olduğunuz şeyler olsun. Öyle ki hayatınızdaki diğer her şey yok olsa sadece bunlarla hayatınızı doldurabilmelisiniz. Mucur ikincil önemli ögeler olsun, mesela işiniz, arabanız, eviniz.... Kum ise hayatınızın en önemsiz ayrıntıları olsun.

Saksıya önce kum ve bira doldurursanız saksıda golf topları ve mucur için yer kalmayacaktır.

Aynısı hayatınız için de geçerli olacaktır. Eğer tüm zaman ve enerjinizi hayatınızın önemsiz ayrıntıları için harcarsanız önemli ögeler için ne zamanınız ne de enerjiniz kalacaktır. Mutluluğunuzu gölgeleyecek her şeyin bilincinde olmalısınız. Çocuklarınızla oynayın, ailenizin mali planlamasını yapın, partnerinizi yemeğe çıkartın. Bunlara zaman ayırmanıza rağmen hala ev temizlemek gibi ikincil zorunluluklarınız için zaman ve enerjiniz kalacaktır.

Öncelikle golf toplarına, hayatınızın önemli ögelerine dikkat edin! Önceliklerinizi tanımlamalısınız. Geri kalanı sadece kum!"

Öğrencilerden biri elini kaldırır ve sorar: "Hocam bira neyi temsil ediyor?"

Hoca gülümser: "Bunu sormanıza çok memnun oldum. Hayatın tüm zorluklarına rağmen her zaman bir bira için yer bulunduğunu gösterme amaçlı kullandım onu."

Tercüme: Şaman Bayyurt

kaynak: https://www.facebook.com/erwachsenhumor18/photos/a.925561374138252.1073741828.925554477472275/943959418965114/?type=1

Neden zorunlu Osmanlıca.

Devlette türkuaz uygulaması yıllar önce milli takımımıza türkuaz forma giydirterek başladı. TL oldu günün birinde Avro sembolü gibi bir sembol. Oradan, buradan T.C. ibareleri kaldırıldı. Küçük aralıklı bir cami ağı kuruldu. Atatürk ve İsmet Paşa'ya iki ayyaş denildi. Bayrak satıcısı tutuklandı. akapenin polisi halka Atatürk'ün piçleri diye sadırdı. Gericiliğin üniforması türban Çankaya'ya da çıktı, meclise de girdi. Kadınların kapanması için bir çok çalışma yürütülüyor. Sıkmabaş olup akapeye üye olanlara bizlerin ceplerinden maaş bile bağlandı. Çoğu lise imam hatip lisesine dönüştürüldü. Din dersleri ana okuluna kadar indirildi. Okul müfredatlarında din dersleri arttırıldı. Fen derslerinin zorunluluğu tartışılır oldu. Yolsuzluklar günah kategorisinden çıkartıldı yerine hamile kadınların sokakta gezmesi ayıp oldu. Oylar satın alınır oldu, milli irade milli koyunlara dönüştürüldü. Demokrasiden bizi en çok uzaklaştıran önce Evren'in koyduğu %7 ardından akapenin arttırdığı %10 seçim barajı uygulaması devam ediyor. Artık atamızın mirası Çankaya da tedavülden kalktı, ülkemiz kaçak saraydan paralel başbakan tarafından yönetiliyor. Hedef başkanlık yasası çıkartılarak tüm demokratik yapıyı çökertmek. Sonuçta cumhuriyetimizin tüm değerlerine akape tarafından defalarca tecavüz edildi. Cumhuriyetimizin önemli değerlerinden biri de dilimizdir ki son zamanlarda cumcumumuz ona da göz dikmiş durumda. akape Türk düşmanlığını her fırsatta gözler önüne seriyor.

Gelelim Türklerin Osmanlı'daki yerine. Devletin yönetim kademelerinde hiç olmayan bir halk. Osmanlı devleti bir Arap, Pers imparatorluğuydu, Türkler imparatorluk için manyak olduklarından dolayı iyi askerler olarak görülüyorlardı. Ölüme gönderilen piyonlardı. cumcumumuzun gelmek istediği nokta da bu. 

Osmanlıca hepimizin bildiği üzere tamamen Arapça ve Farsça'dan devşirilmiş, sarayda kullanılan yapay bir dil. Yazı dilinde sesli harfler kullanılmadığından yazılan şeylerin doğru anlaşılması sadece şansa bağlı. Alfabesi Arapça.

Şimdi cumcum ister ki tüm halkımız Osmanlıca öğrensin, öğrenemeyen de öğrenemesin, günü geldiğinde resmi dilimizi de değiştirsin cehalet arttıkça artsın, kendisi de hem halife, hem şeyhülislam, hem de padişah olsun. İşte bu nedenle zorunlu Osmanlıca...